18 Mayıs 2009 Pazartesi

Yürek Yanmayınca Gözler Yaş Akıtmaz



Yürek Yanmayınca Gözler Yaş Akıtmaz
Uzun uzun nefes almak istiyorum. Nefesin kıymetini bir daha anlamak için. Ve uzun uzun etrafı seyretmek istiyorum içime çekerek. Yaratılan tüm güzellikleri sıra ve hikmeti ile görmek istiyorum acziyetimle ve gönlümdeki aşk ile. Durmadan yürümek istiyorum ıssız sokaklarda, sessizliğin bana ne dediğini duymak için. Yolların yüklendiği hatıraları da görmek istiyorum yetişebildiğimce. Yağan rahmet yağmurunun altında ıslanırken masumiyeti hissediyorum, temizliği, bağlılığı ve ardı sıra şefkati.

Sokaklar, evler, ağaçlar bir temizlenme çabası içindeler adeta. Toprak kana kana suyu içmeye çalışıyor. Ağaçların kökleri sanki secde edercesine bir duruş sergiliyor ve yaprakların kıpırdanışı şükrü eda ediyor. Allah’a olan muhabbetini görmemek mümkün değil. Zaman hızla ilerliyor, yürüyorum hiç durmadan. Her zamanın içinde farklı duygular, farklı kişiler, farklı durumlar ile karşılaşıyorum. Herkese ve yaratılan her şeye farklı görevler ve farklı özellikler yüklenmiş.

Elimden geldiğince şükrediyorum. Hayatlar içe içe geçmiş durumda. İlahi bir kudretin varlığını görmemek mümkün değil. İçime yerleştirilmiş bir duygu her an O’nu (cc) zikrediyor. Yaratılan her şey kendine düşen kısım içinde yaşıyor ama biz aynı mekân içinde yaşadığımızı düşünüyoruz. Bir şeyden herkes farklı lezzetler alıyor. Bir şeye bakarken herkes farklı şeyler görüyor. Aynı göz farklı işlere yönelebiliyor, aynı kalp farklı şeyleri sevebiliyor. Yaratılmış o kadar fazla duygu var ki saymaya gücüm yetmiyor.

Kimi zaman musibet uğruyor kapımıza, kimi zaman sevinç, gözyaşı, üzüntü, kaza, fakirlik, zenginlik, iş, ev….gibi sıralanıyor her şey.

Çok sıkıldığımız, çözüm bulamadığımız anlar oluyor, sanki hiç çıkılmayacak bir hal alıyor her şey. Basireti geniş, tevekkülü sıkı olan insan yokuşu zorda olsa tırmanabiliyor. Çünkü ondan sonrasında bir düzlük var. Bir sözde şöyle deniyor; ‘Gecenin en karanlığı, güneşin doğuşuna en yakın olduğu andır’.

Nice insanlar gelip geçti dünya hayatından. Nice duraklar gördü bu beden ve ruh. Nice gözyaşları akıttı bu gözler. Ama her gün güneş tekrar üzerimize doğdu. Bizi tekrar ısıttı. Topraktan gelecek olan nimetler hayat buldu. Toprak kollarını açtı adeta bize. Kâinatın müthişliklerini yeniden seyretme fırsatı bulduk.

Kazandıklarımız ve kaybettiklerimiz bizi telaşa düşürüp yanlış şeyler yapmaya sevk etmesin. Allah’ın cc. yardımı gibi kimse kimseye yardım edemez. O’nun (cc) sevmesi gibi kimse kimseyi sevemez. Ümitsizliğe düşmeyin hiçbir vakit. Rezzak olan Allah (cc) her daim rızkımızı gönderiyor. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor; ‘Eğer siz Allah’a tevekkül etmiş olsaydınız, sabahleyin yuvasından aç çıkıp, akşamleyin yuvasına karnı tok olarak dönen kuşların rızıklandığı gibi Allah c.c. sizinde rızkınızı verirdi’. Çok manidar bir hadistir. Çok geniş bir hitabı var.

Bizim O’ndan (cc) başka kimimiz var ki. O’ndan başka yüreğimizin yangınını duyan başka kim var. Bize huzur veren, bizi seven, bizi duyan, eğer hatalarımız olursa affederek doğruyu gösteren O (cc) değil midir? (Tabii ki O’dur cc.) Bizleri yetiştiren, güzel suretler veren, kimi zaman hesapsız rızıklandıran, kâinatı hizmetimize veren O (cc) değil midir? (Evet, O’dur cc.) O zaman üzülmeye, umutsuzluğa gerek yok. Allah c.c. kendisinden ümit kesilmesini ‘haram kılmıştır.’ O kadar düşünceli (teşbihte hata olmasın) ve bizi o kadar seviyor ki bizi ümitsizliği engellemek için haram yasağını koyuyor. Böyle bir Yaratıcıyı unutmak, Onu anmamak, Onu sevmemek mümkün müdür? (hayır, asla değil). Kalp Allah’a özlem duyarken bu soruya hayır demek doğru olur muydu?



Dualarımı tüm Müslüman kardeşlerimi dahil ederek yapıyorum;

Allah’ım Senden sevgini, Seni sevenlerin sevgisini ve Senin sevgine beni ulaştıracak ameli talep ediyorum. Allah’ım bize öyle bir merhamette bulun ki Senden başkasının merhametine ihtiyacımız olmasın. (Amin. Amin. Amin
.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.